4 Aralık 2007 Salı

MÜMİNLERİN MERHAMETİ

Müminin merhameti bütün müminleri, tüm insanları, hatta canlıların tamamını içine almaktadır.
Çünkü İslâm, yaratıcıya hürmet, yaratılana şefkat ve merhamet etmek üzerine bina edilmiştir. Cenâb-ı Hak müminlerin sıfatlarını sayarken şöyle buyurmuştur:
"Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır." 307
İşte müminler, bu dostluk anlayışı içerisinde birbirlerine sıkıntı verecek her türlü etkeni ortadan
kaldırmaya, ferahlık, rahatlık ve huzur sağlayıcı ortamlar oluşturmaya çalışırlar. Bu nedenle hiçbir zaman bir kızgınlığa ya da merhametsizliğe kapılmadan birbirlerini şefkatle doğruya davet ederler.
Yine Hak Teâlâ müminlerin sıfatlarından şöyle bahseder:
"Muhammed, Allah'ın elçisidir. Ve onunla birlikte olanlar da kâfirlere karşı zorlu, kendi aralarında ise merhametlidirler. Onları, rükû edenler, secde edenler olarak görürsün. Onlar, Allah'tan lütuf ve rızâ isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir..."308
Hz. Peygamber de (s.a.v) müminlerin sıfatlarından bahsederken şöyle buyurmuştur:
"Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte müminlerin misali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv rahatsız olsa diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirak ederler."309
Müminler her konuda ölçülerini doğruyu yanlıştan ayıran Kur'an ve Sünnet'e göre belirlerler. Kur'an ve Sünnet'te ise gerçek merhametin ne olduğu, hangi şartlarda, kimlere ve hangi ölçüler içerisinde gösterilmesi gerektiği açıkça bildirilmiştir. Ancak müminlerin, inkâr edenlere karşı da zorlu bir tavır göstermelerini emretmiştir. Zira onlar Allah'ın dinine karşı mücadele eden ve hatta dinin yaşanmasını engellemeye çalışan kimselerdir. Bu nedenle de müminlerin merhametleri, Allah'tan korkan ve O'nun rızâsını kazanmaya çaba gösteren müminlere yöneliktir.
Büyük sahabe Abdullah b. Abbas (r.a), "Aralarında merhametlidirler"310 âyet-i celilesinin
tefsirinde şöyle der: "İyileri kötülerine, kötüleri de iyilerine dua eder. Meselâ Resûl-i Ekrem'in
ümmetinin sâlihleri, diğer sâlih kimseleri gördükleri zaman,
'Allahım! Bu zata kısmet ettiğin bu hayrı, hakkında mübarek kıl ve bu iyiliklerin devamını
nasip et. Bizi de ona verdiğin güzel haller ve iyiliklerle bereketlendir.' Kötü kimseleri gördüğü
zaman ise, 'Allahım! Bunu hidayete ulaştır, kusurlarını bağışla ve sürçmelerini mağfiret et' diye dua ederler. İşte müminlerin aralarındaki şefkat ve merhametleri budur."311
Hz. Ebû Bekir-i Sıddîk (r.a) der ki: "Allah Teâlâ'dan, kendisini, kıyamet gününde cehennem
ateşinden korumasını isteyen bir kimse, müminlere karşı çok merhametli ve nazik davransın!"
Ömer b. Abdülaziz (rah) devlet başkanı olunca, yanına Muhammed b. Kâ'b el-Kurazî'yi çağırdı ve ona, "Allah Teâlâ'nın azabından kurtulma yolunu bana göster" dedi. O da,
"Ey halife! Müslümanların senden büyüklerini baban, orta yaşta olanları kardeşin, küçük olanları da çocukların kabul et. Büyüklere hürmet, kardeşlerine merhamet, küçüklere de şefkat
göster" dedi.


MERHAMET MÜMİNLERİN NİŞANIDIR

Merhamet müminlerin temel özelliklerindendir. Gerçek müminler, eşlerine, çocuklarına, yakınlarına, insanlara ve bütün canlılara karşı merhametlidirler. Allah'ın kendisine merhamet
etmesini de O'ndan niyaz ederler. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v),
"Allahım! Bizi bağışla, bize merhamet et, bizden razı ol (ibadetlerimizi) kabul et. Bizi cennetine koy, cehennemden koru ve bütün işlerimizi ıslah et”312 diye dua etmiştir.
Kur'ân-ı Kerîm de müminlerin birbirlerine karşı merhametli olduklarını belirtir. 313
Başka bir yerde de kurtuluşa eren, âhirette kitapları sağ ellerine verilen müminlerin nitelikleri
sayılırken, "Sonra iman edenlerden, birbirlerine sabrı tavsiye edenler ve merhameti tavsiye edenler. İşte bunlar amel defterleri sağdan verilenlerdir"314 buyrulur.
Hz. Peygamber de (s.a.v) merhamet konusu üzerinde önemle durmuş, teşvik etmiş ve acımasız
davranan insanları uyarmıştır. Örneğin bir hadislerinde,
"Allah, ancak merhametli olanlara rahmetini ihsan edecektir"315 buyurmuştur. Diğer bir hadislerinde de,
"Rahman merhamet edenlere merhamet eder. Yeryüzündekilere merhamet edin (o zaman) göktekiler de size merhamet eder"316 buyurmuştur. Diğer bir hadislerinde de insanın merhametinin Allah'ın kendisine göstereceği merhametin nedeni olduğunu şöyle belirtir:
"Allah, merhamet etmeyene merhamet etmez."317
"Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimizin hakkını tanımayan bizden değildir
(bizim sünnetimizi terketmiştir)."318
"İnsanlara merhamet etmeyen kimseye de Allah merhamet etmez."319
Büyük arif İbrahim ed-Desûkî (k.s) şöyle buyurur: "Her kim ki kendisinde Allah'ın yaratmış olduğuna karşı şefkat ve merhamet hissi yok ise Hak ehlinin yükseldiği makamlara çıkamaz. Şefkatsiz bir kimsenin manevî yükselmesi durur. Bize gelen bir rivayet göre, bir zamanlar Musa
(a.s) çobanlık eder, koyun güderdi. O güttüğü koyunlardan birine dahi asası ile vurmadı. Aç bırakmadı. Eziyet ettiği de olmadı. Ne zaman ki Allah Teâlâ onun koyunlarına karşı bu şefkatini gördü, kendisini peygamber kıldı. Hatta onunla konuştu.
Sonra Benî İsrail'e çoban (peygamber) oldu. Onları birçok kötlükten kurtardı. Rahmeti gazabını geçen, insana anne babasından daha şefkatli davranan Allah'ın kullarına merhametsizlik, katı kalplilik, acımasızlık yakışmaz. Ona yakışan, Allah ve Resûlü'nün bu güzel ahlakıyla ahlâklanmak, Rabb'inin kendisine yaptığı gibi başkalarına karşı merhametli davranmaktır.

307 Tevbe 9/71.
308 Feth 48/29.
309 Buhari, Edeb, 27; Müslim, Birr, 17 (nr. 66}; Ahmed b. Hanbel,el-Müsned,4/268; Tebrîzî, Mişkâtü'l-Mesâbih, nr. 4953; Taberânî, Mekârimü'l-Ahlâk,nr. 90.
310 Feth 48/29.
311 Gazali, ihya, 2/995.
312 İbn Mâce, Dua, 2 (nr. 3836).
313 Feth 48/29.
314 Beled 90/17-18.
315 Buhârî, Cenâiz, 31; Müslim, Cenâiz, 6 (nr. 11).
316 Ebû Davud, Edeb, 66 (nr. 4941); Beyhakî, Şuabü'l-İmân, nr. 11048; Tebrîzî,Mişkâtü'l-Mesâbih, nr. 4969.
317 Buhârî, Edeb, 18, Tevhid, 2; Tebrîzî, Mişkâtü'l-Mesâbih, nr. 4678.
318 Ebû Davud, Edeb, 66 Beyhakî, Şuabü'l-İmân, nr. 10977.
319 Müslim, Fezâil, 66; Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, nr. 13677 Beyhakî, Şuabü'l-İmân, nr. 11046; Tebrîzî, Mişkâtü'l-Mesâbih, nr. 4947;Taberânî,Mekârimü'l-Ahlâk, nr. 43.


Hiç yorum yok: