4 Aralık 2007 Salı

ANNE ve BABAYA İYİLİK

İyiliklerin en güzeli, en hayırlısı ve en faziletlisi anne babaya yapılan iyiliktir. Yüce Allah'a iman ve şükürden sonra hürmet ve hizmet sırası anne babanındır. Ebû Hüreyre (r.a) anlatıyor: Bir adam Hz. Peygamber'e (s.a.v) gelerek, "Ey Allah'ın Resulü, iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyade kim hak sahibidir?" diye sordu.
Hz. Peygamber (s.a.v), "Annen" diye cevap verdi. Adam, "Sonra kim?" dedi, Resûl-i Ekrem (s.a.v), "Annen" diye cevap verdi. Adam tekrar, "Sonra kim?" dedi Resûlullah (s.a.v) yine, "Annen"diye cevap verdi. Adam tekrar sordu, "Sonra kim?" Allah Resulü (s.a.v) bu defa, "Baban" buyurdu. 451
Yine "Ey Allah'ın Resulü, kime karşı iyilik yapayım?" şeklindeki bir soruya Resûlullah (s.a.v) şu
cevabı vermiştir:
"Annene, babana, kız kardeşine, erkek kardeşine, bunu takip eden azatlına. Bu iyiliği de üzerine vacip olan bir hakkın ödenmesi, yani sıla-i rahmin yerine getirilmesi olarak yapacaksın."452
Abdullah b. Amr b. Âs (r.a) anlatıyor: Bir adam, "Ey Allah'ın Resulü, benim malım ve bir de çocuğum var. Babam malımı almak istiyor" diye sordu. Resûlullah (s.a.v), "Sen ve malın babana aitsiniz. Şunu bilin ki evlâtlarınız kazançlarınızın en temizlerindendir. Öyleyse evlâtlarınızın kazançlarından yiyin"453 buyurdu.
Ebû Hüreyre'nin (r.a) anlattığına göre Allah Resulü (s.a.v) bir gün, "Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün" dedi. "Kimin burnu sürtülsün ey Allah'ın Resulü?" diye sorulunca şu açıklamada bulundu: "Anne babasından her ikisinin veya sadece birinin yaşlılığına ulaştığı halde (onlara yapacağı hürmet ve hizmetle) cennete giremeyenin."454
Bir diğer hadiste ise Allah Resulü (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın rızâsı babanın rızasına bağlıdır. Allah'ın gazabı da babanın gazabına bağlıdır."455
Bir adam, cihada katılmak için Hz. Peygamber'den (s.a.v) izin istedi. Resûlullah (s.a.v), "Annen baban sağ mı?"diye sordu. Adam, "Evet" deyince, Resûlullah (s.a.v), "Onlara hizmet ederek cihad yap, senin için cihad budur"456 buyurdu.
Diğer bir rivayette Resûlullah (s.a.v) ona,
"Yemen'de bir kimsen var mı?" diye sordu. Adam, "Anne ve babam var" deyince, "Peki, onlar sana izin verdiler mi?" diye tekrar sordu. "Hayır" cevabı üzerine, "Öyleyse onlara geri dön, onlardan izin iste. Şayet izin verirlerse cihada katıl, vermezlerse onlara hizmet et!" diye emretti.
Muâviye b. Cahime'nin anlattığına göre Cahime (r.a) Hz. Peygamber'e (s.a.v) gelerek, "Ey Allah'ın Resulü, ben gazveye (cihad) katılmak istiyorum, bu konuda sizinle istişare etmeye geldim" dedi. Resûlullah (s.a.v), "Annen var mı?"diye sordu. Cahime (r.a), "Evet" deyince, Resûl-i Ekrem (s.a.v), "Öyleyse ondan ayrılma, zira cennet annenin ayağının altındadır"457 buyurdu.
Abdullah b. Ömer (r.a) anlatıyor: Nikâhım altında bir kadın vardı ve onu seviyordum. Babam Ömer ise onu (bazı kötü gördüğü tavırlarından dolayı) sevmiyordu. Bana, "Boşa onu" dedi. Ben itiraz ettim ve boşamadım. Babam Ömer (r.a) Hz. Peygamber'e (a.s) gelerek durumu arzetti. Resûlullah (s.a.v) bana, "Babana itaat et, boşa onu"buyurdu. 458 Ebü'd-Derdâ (r.a) Resûlullah'ın (s.a.v), "Baba cennetin orta kapısıdır. Dilersen bu kapıyı terket dilersen muhafaza et" dediğini
işittim.459
Diğer bir hadiste ise şöyle buyurmuştur: "Anne cennet kapılarının ortasındadır."460
Büreyde (r.a) anlatıyor: Bir kadın, "Ey Allah'ın Resulü, annemin bir aylık oruç borcu vardı, onun yerine tutabilir miyim?" diye sordu. "Annenin yerine tut!"dedi. Kadın, "Ey Allah'ın Resulü, annem hiç haccetmedi, onun yerine hac yapabilir miyim?" diye sordu. Resûlullah (s.a.v), "Evet, onun adına haccet" buyurdu. 461
Hz. Ebû Bekir'in (r.a) kızı Esma (r.ah) anlatıyor: Henüz müşrik olan annem yanıma geldi. (Nasıl
davranmam gerekeceği hususunda) Hz. Peygamber'den (s.a.v) sorarak, "Annem yanıma geldi, benimle (görüşüp konuşmak) arzu ediyor, anneme iyi davranayım mı?" dedim. "Evet, ona gereken hürmeti göster"buyurdu. 462
İbn Ömer (r.a) anlatıyor: Bir adam Resûlullah'a (s.a.v) gelerek, "Ben büyük bir günah işledim, buna tövbe imkânım var mı?" dedi. Hz. Peygamber (s.a.v), "Annen var mı?" diye sordu. Adam, "Hayır, yok" dedi. "Peki, teyzen var mı?" dedi. Adam, "Evet, var" deyince Resûlullah (s.a.v),
"Öyleyse ona iyilik yap (bu hizmetin günahlarına keffaret olur)" buyurdu.463
Ebû Üseyd Mâlik b. Rebîa es-Sâidî (r.a) anlatıyor: Bir adam, "Ey Allah'ın Resulü, anne ve babamın vefatlarından sonra da onlara iyilik yapma imkânı var mı, onlar için nasıl iyilik yapabilirim?" diye sordu. Resûlullah (s.a.v), "Evet, vardır" dedi ve şöyle buyurdu: "Onlara dua edersin, onlar için Allah'tan istiğfar (günahlarının affedilmesini) talep edersin, onlardan sonra vasiyetlerini yerine getirirsin, anne ve babanın yakın akrabalarını görüp gözetirsin, anne ve babanın dostlarına ikramda bulunursun."464
İbn Ömer (r.a), Resûlullah'ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu işittim, demiştir: "Kişinin yapacağı en üstün iyiliklerden biri, ölümünden sonra babasının dostlarıyla ilgilenmesidir."465
Peygamberimiz (s.a.v) bir gün otururken sütbabası çıkagelir. Resûlullah (s.a.v) hürmeten, onun için, giydiği şeylerden birini serdi ve üzerine oturttu. Az sonra sütannesi geldi. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bunun için de elbisenin diğer tarafını serdi, kadın üzerine oturdu. Biraz sonra sütkardeşi geldi. Resûlullah (s.a.v) kalkarak onu da önüne oturttu.
466

451 Buhârî, Edeb, 2; Müslim, Birr, 1 (nr. 1); Tebrîzî, Mişkâtü'l-Mesâbih, nr. 46911.
452 Ebû Davud, Edeb, 119 (nr. 5140).
453 Ebû Davud, Büyü, 79 (nr. 3530); İbn Mâce, Ticârât, 64 (nr.2291-2292).
454 Buhârî, Edebü'l-Müfred, nr. 21; Müslim, Birr, 3 (nr. 9); Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/254; Tebrîzî, Mişkâtü'l-Mesâbih, nr. 4912.
455 Tirmİzî, Birr, 3 (nr. 1899); Hâkim, Müstedrek, 4/151; Tebrîzî, Mişkâtü'l-Mesâbih, nr. 4927. 456 Buhârî, Cihâd, 138, Edeb, 3; Müslim, Birr, 1 (nr. 5); Ebû Davud, Cihâd, 31 (nr. 2529); Tirmizî, Cihâd, 2 (nr. 1671); Nesâî, Cihâd, 5.
457 Nesâî, Cihâd, 6; Hâkim, el-Müstedrek, 4/151; Tebrîzî, Mişkâtü'l-Mesâbih, nr. 4939.
458 Ebû Davud, Edeb, 119 (nr. 5138); Tirmizî, Talâk, 13; Hâkim, Müstedrek, 4/152; Tebrîzî, Mişkâtü'l-Mesâbih, nr. 4940.
459 Tirmizî, Birr, 3 (nr. 1900); ibn Mâce, Edeb, 1 (nr. 3663); Hâkim, el-Müstedrek, 4/151; Tebrîzî, Mişkâtü'i-Mesâbih, nr. 4928.
460 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/198.
461 Müslim, Sıyâm, 27 (nr. 157); Tirmizî, Zekât, 31 (nr. 667); Ebû Davud, Vesâyâ, 12.
462 Buhârî, Edeb, 8; Zekât, 14 (nr. 50); Edebü'l-Müfred, nr. 25; Ebû Davud, Zekât, 34; Tebrîzî, Mişkâtü'l-Mesâbih, nr. 4913.
463 Tirmizî, Birr, 6; Hâkim, el-Müstedrek, 4/155; Tebrîzî, Mişkâtü'l-Mesâbih, nr. 4935.
464 Ebû Davud, Edeb, 129 (nr. 5142); İbn Mâce, Edeb, 2; Hâkim, Müstedrek, 4/155; Tebrîzî, Mişkâtü'l-Mesâbih, nr. 4936.
465 Müslim, Birr, 4; Ebû Davud, Edeb, 119 (nr. 5143); Tirmizî, Birr, 5; Tebrîzî, Mişkâtü'l-Mesâbih, nr. 4917.
466 Ebû Davud, Edeb, 119 (nr. 5145); İbn Ebü'd-Dünya, Mekârimü'l-Ahlâk, nr. 213-215; Ali el-Müttakî, Kenzü'l-Ummâl, nr. 35517.

Hiç yorum yok: