29 Kasım 2007 Perşembe

GÜZEL AHLÂKTA ÖRNEK HZ. PEYGAMBER'DİR

İslâm ahlâkının şekillenmesinde Kur'an'ın yanında âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber'in sünneti de bir hayli önemlidir. Zaten Kur'an'da onun yüce bir ahlâk üzere olduğu,72 onda tâbi olunacak güzel bir örneğin, modelin 73 bulunduğu ifade buyrulmaktadır.
Onun yaşayışı, Kur'ân-ı Kerîmin sanki canlı bir tablosu idi. Hz. Âişe validemize, Hz. Peygamber'in ahlâkı sorulduğunda,
"Siz Kur'an okumuyor musunuz? Onun ahlâkı Kur'an idi"74 diye cevap vermiştir.
Bu söz ile Resûlullah Efendimizin Kur'ân-ı Kerîm'in ahlâkı ile ahlâklandığını, onun emrettiklerini yerine getirdiğini ve yasakladıklarından da kaçındığını ifade etmek istiyordu. Böylece onun Kur'ân-ı Kerîm'e dayalı davranışları, kendisinden hiç ayrılmayan bir karakter ve huy haline gelmişti. İşte bu, ahlâkların en yücesi, en şereflisi ve mükemmel olanıdır.
Hz. Peygamber bizzat kendisi de, "Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim"75 buyurmuştur.
Yüce bir ahlâk üzere gönderilen Resûlullah (s.a.v), güzel ahlâkın, iyinin, iyiliğin modeliydi, temsilcisiydi. Nitekim örnek olarak sunduğu hayat tarzı, onun sünnetini oluşturuyordu.
İnsanlık, artık iyi ile doğruyu, güzel ile çirkini onun penceresinden bakarak daha berrak görme şansına sahipti.
O, örnek davranışlarıyla kendi evlâtlarını kuma gömecek derecede vahşileşen bir toplumu, insanı saygın bir varlık kabul eden medenî bir toplum konumuna getirmiş, zulüm ve ahlâksızlıklarla dolu bir toplumdan tarihe damgasını vuran gıpta edilecek nesiller yetiştirmişti.
Ondan sonraki dönem ve nesillerde de Resûlullah'ın söz ve uygulamaları etkin olmuştur. Onun sözleri, insanların birbirlerine karşı iyi davranmaları ve birbirleriyle iyi ilişkiler içerisinde olmaları konusunda yerine göre birer emir mahiyetinde, yerine göre de tavsiye niteliğinde olup, müslümanlara belli bir görev ve sorumluluk bilinci yüklemiştir. Onun ahlâkı, hakkı arayan ya da İslâm'ı gerçek biçimde yaşamak isteyen insanlara en kıymetli bir rehber durumundadır.


Hadis, siyer ve şemail kitaplarında onun güzel ahlâkını anlatan özel bölümler bulunmaktadır. Bu kaynaklar incelendiğinde Hz. Peygamber'in nefsi için asla kızmadığı, intikam almaya kalkışmadığı görülecektir.
İnsanları en iyi tanıyanlar yakın çevrelerinde bulunanlardır. Onun yakın çevresinde yer alan eşleri, çocukları, dostları ve diğer yakınları onun ahlâkî güzelliklerini anlata anlata bitirememektedir. Kendisine on yıl hizmet ederek yakın çevresinde bulunan Hz. Enes (r.a),
"On yıl boyunca ona hizmet ettim. Bu süre içinde bana asla kızmadığı gibi, hiçbir işten dolayı da beni azarlamadı.
Yapmadığım işler için, 'Niçin yapmadın?' diye sormadı" 76 şeklinde konuşmaktadır.
O rahmet peygamberiydi. Bu yüzden Uhud günü yanağı yarılıp dişi kırıldığında kendisinden beddua etmesi istenmiş, o şu karşılığı vermişti: "Ben lânetçi olarak gönderilmedim.
Ben ancak davetçi ve âlemlere rahmet olarak gönderildim."77
Ashâb-ı kiram, Hz. Peygamber'i (s.a.v) kendilerine örnek alıp her konuda onun sünnetine uydukları için, kısa zamanda kemale ermişlerdir.


73 Ahzâb 33/21.
74 Müslim, Müsâfirîn, 18 (nr. 139); Beyhakî, Delâilü'n-Nübüvve, 1/308; İbn Kesîr, Şemâilü'r-Resûl, s. 57.

75 Buhârî, Edebü'l-Müfred, nr. 273; Mâlik, Muvatta', Hüsnü'l-Hulk, 1 (nr. 8); Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/381; Beyhakî, Şuabü'l-İmân, nr. 7978; Ali el-Müttakî, Kenzü'l-Ummâl, nr. 5217; ibn Kesîr, Şemâilü'r-Resûl, s. 59.
76 Buhârî, Edeb, 39; Müslim, Fezâil, 13; Ebû Davud, Edeb, 1; Tirmizî, Birr, 69; Şemail, nr. 345; Buhârî, Edebü'l-Müfred, nr. 164, 277; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/197; Heysemî, ez-Zevâid, 9/16; Ebû Nuaym, Delâilü'n-Nübüvve, 1/183; Beyhakî, Delâilü'n-Nübüvve, 1/312; Begavî, el-Envâr fî Şemâili'n-Nebî, 1/161; İbnü'l-Cevzî, Sıfatü's-Safve, 1/346; Harrâz, Kitâbü's-Sıdk, s. 64; Gazâlî, ihya, 4/2667; Bursevî, Rûhu'l-Beyân, 6/182; ibn Kesîr, Şemâilü'r-Resûl, s. 62.
77 Müslim, Birr, 24 (nr. 87).

Hiç yorum yok: