28 Kasım 2007 Çarşamba

GÜZEL AHLÂK NEDİR?

Ahlâk, "huy, seciye, mizaç" anlamında kullanılan bir kavramdır.
Ahlâk, insanın kendi arzusu ile iyi davranışlarda bulunup kötülüklerden uzak kalmasıdır.
Güzel ahlâk, Allah'ın hakkını ve kulların haklarını yerine getirmenin adıdır.
Güzel ahlâk iman ile birlikte, Allah'ın hakkına ve kulların hakkına sadık kalmanın temelidir.
Güzel ahlâk, insanlara hürmet, hizmet ve merhamet etmektir.
Güzel ahlâk, insanlara karşı edep, haya ve tevazu ile davranmaktır.
Güzel ahlâk, nefse hâkim olup küfür, yalan, lanet okuma, alay etme, kibirlenme, koğuculuk yapma, gıybet etme, riya, cimrilik, kıskançlık suizan gibi kötü duygu ve davranışlardan
sakınmaktır.


Büyük arif İmam Gazâlî (k.s), güzel ve kötü ahlâkın kalbe yaptığı etkiyi şöyle dile getirir: "Kalp, parlak bir ayna gibidir. Fena ahlâk ise aynanın parlaklığını gideren leke ve is gibidir.
Kötü ahlâk kalbi karartır. Kalp bu zulmet sebebiyle Allah Teâlâ'nın gösterdiği yolu göremez. Önüne perdeler, engeller çıkar. Güzel ahlâk ise kalbe ulaşan nur (ışık) gibidir; bu nur kalbi masiyet (günah) lekelerinden ve karartılarından temizler."
Ebû Hafs Haddâd en-Nîşâbûrî'ye (k.s), "Güzel ahlâk sahibi olmak nasıl olur?" diye sorulduğunda şöyle demiştir:
"Evliyanın haklarına riayet etmek, dostlar ile iyi geçinmek, küçüklere nasihat etmek, dünya için kimseye düşmanlık etmemek, başkalarını kendi nefsine tercih etmek, dünya malı yığmaktan kaçınmak, kendi yolunda olmayanla sohbeti (beraberliği) terketmek, din ve dünya işinde yardımlaşmaktır."
Ebû Osman Mağribî'ye (k.s) göre güzel ahlâk, Allah Teâlâ'nın takdirine razı olmaktır.7
Velîlerden Hallâc-ı Mansûr da (k.s), yüksek ve güzel ahlâk hakkında şöyle demiştir: "Yüksek ahlâk, bir kere Cenâb-ı Hakk'ı müşahede ettikten sonra, artık halkın eza ve cefasının sana tesir etmemesidir."8
Ebû Muhammed Râzî de (k.s) güzel ahlâkı şöyle tanımlar:
"Güzel ahlâk, Allah Teâlâ'nın sana ihsan ettiklerini büyük görmen, senin O'nun rızâsı için yaptıklarını ise çok az bulmandır."
9

Ebû Saîd el-Harrâz'a göre yüksek ahlâk, Cenâb-ı Hak'tan başka bir şeyin dert ve düşüncesine sahip olmamaktır. 10
Hasan-ı Basrî (k.s) müminin ahlâkından bahsederken şöyle demiştir:

"Müminin ahlâkı, zenginlikte iktisat, genişlikte şükür, belâ ve musibet zamanında sabırdır."
Ahnef b. Kays (r.a) güzel ahlâkı şöyle tanıtır: "Güzel ahlâk çirkin ve beğenilmeyen şeyleri terketmektir."
Hz. Ali (r.a), güzel ahlâk üçtür, diyor:
1. Mesuliyeti gerektirecek işlerden uzak durmak.
2. Helâlinden kazanıp yemek.
3. Çoluk çocuğunun geçimini temin etmek.11
Yusuf b. Esbât (r.a) ise şöyle demiştir:
Güzel ahlâkın on alâmeti vardır. Bunlar şunlardır:
1. İyi ve sâlih insanlara muhalefet etmemek ve itiraz da bulunmamak.
2. Adalet sahibi olmak.
3. Nefsini daima aşağı görüp, kendini beğenmemek.
4. İnsanlarda gördüğü ayıpları örtmek.
5. Bir kimsede uygun olmayan bir hali gördüğü zaman ona, bir özür bulup iyiye yormak, hemen kötü zanda bulunmamak.

6. İnsanlardan gelen eziyet ve sıkıntılara sabır ve tahammül etmek.
7. Nefsine zulmetmemek.
8. Kendi ayıplarını görmek, kendi ayıplarını araştırıponları düzeltmekle meşgul olmak, başkalarının ayıplarıyla uğraşmamak.
9. Herkese karşı güler yüzlü olmak.
10. Herkese karşı yumuşak ve tatlı sözlü olmak.12
Velîler taifesinin efendisi Cüneyd-i Bağdadî (k.s) şöyle demiştir:
"Kimde şu dört haslet bulunursa bu hasletler o kimseyi yüksek derecelere kavuşturur, onun hem Allah katında hem de insanlar yanında kıymeti çok olur.
1. Hilim sahibi olmak.
2. İlim sahibi olmak.
3. Cömert olmak.
4. Güzel ahlâk sahibi olmak.
Yine dört haslet vardır ki bu hasletler de sahibini en aşağı derecelere düşürür. O kimse, bunlar sebebiyle Allah katında ve insanların yanında sevilmeyen biri olur. Bunlar şunlardır:
1. Kibirlenmek.
2. Ucb (kendini ve ibadetini beğenmek).
3. Cimrilik.
4. Kötü ahlâk.

Reslân ed-Dımaşkî (k.s) şöyle demiştir: "Güzel ahlâk şunlardır:
1. Gücü yettiği halde affetmek.
2. Her halükârda tevazu üzere olmak.
3. Karşılık beklemeden ve başa kakmadan vermek, ihsanda bulunmak."13
Ebü'l-Hüseyin el-Fârisî de (k.s) güzel ahlâkı şöyle tarif ediyor: "Güzel ahlâk üç kısımdır:
1. Allah Teâlâ'ya şikâyeti terketmek.
2. Gönül hoşluğu ve tam bir teslimiyetle O'nun emirlerini yerine getirmek.
3. Mahlûklara karşı iyilik ve yumuşaklıkla muamele etmek." 14
GÜZEL AHLÂK, İNSANLARLA İYİ GEÇİNMEKTİR
İlâhî dinlerin tek amacı, insanlar için dünya ve âhiret mutluluğunu sağlamaktır. Bu da Allah Teâlâ'ya kulluk ve O'nun yarattıklarına iyi davranmakla mümkün olur.
Hz. Peygamber'in (s.a.v) bütün hadisleri de insanların birbirlerine karşı iyi davranmaları konusunda birer emir mahiyetinde olup, müslümanlara görev yüklemektedir. Dolayısıyla
İslâm'ın getirdiği ahlâk anlayışı her şeyden önce bir görev ahlâkıdır.
Hasan-ı Basrî'ye güzel ahlâkın ne olduğu sorulduğunda şöyle demiştir:

"Güzel ahlâk, güler yüz, tatlı söz, herkese iyilik yapmak ve kimseye kötülük etmemektir."15
7 Gazâlî, İhya, 2/1440.
8 Gazâlî, ihya, 2/1440.
9 Kuşeyrî, Risale, s. 242.
10 Gazâlî, İhya, 2/1440.
11 Gazâlî, İhya, 2/1440.

12 Gazâlî, İhya, 2/1472.
13 Şa'rânî, Tabakatü'l-Kübrâ, 1/154.
14 Sülemî, Tabakatü's-Sûfiyye, s. 401; Abdurrahman-ı Câmî, Nefehât, s. 280.
15 Gazâlî, ihya, 2/1440.


İbnü'l-Mübârek'e, "İyi ahlâk nedir?" diye sorulunca,
"Güler yüzlü olmak ve herkese iyilik yapmaktır" cevabını vermiştir. 16
Yine İbnü'l-Mübârek'e, "Güzel ahlâkı, bir cümlede özetler misiniz?" diye sorduklarında,

"Güzel ahlâk, kızmamaktır" cevabını vermiştir.17
Hz. Ali'ye (r.a) güzel ahlâkın ne olduğu sorulduğunda o da şu cevabı vermiştir:

"Günahlar dışında her şeyde insanlarla uyumlu olmaktır."18
Haris el-Muhâsibî (k.s), "Eziyetlere katlanmak, kızmamak, güler yüzlü ve tatlı sözlü olmak, güzel ahlâktandır" demiştir.19
Serî es-Sakatî (k.s) şöyle diyor: "İyi huy, başkalarını incitmemek ve onlardan gelen sıkıntılara katlanmaktır."20
Şah b. Şücâ el-Kirmânî de (k.s), güzel ahlâkı şöyle tanıtır:
"Güzel ahlâk, başkalarına eziyet etmemek ve güçlüklere katlanmaktır."21
Büyük arif Ebû Bekir el-Kettânî (k.s), "Tasavvuf, güzel ahlâktan ibarettir" diyor ve ekliyor: "Kimin ahlâkı senden güzelse o, tasavvuf yolunda senden ileridedir."
22

Ebû Bekir el-Vâsıtî ise (k.s) şöyle demiştir:
"İyi ahlâk, marifetin kuvveti sebebiyle, kimseye düşman olmaman ve hiçbir kimsenin de sana düşman olmamasıdır." 23
Vâsıtî başka bir sözünde de şöyle demiştir: "Güzel ahlâk, darlıkta ve genişlikte halkı memnun etmektir."24
Büyük ariflerden Mevlânâ Halid el-Bağdâdî ise (k.s) şöyle demiştir:

"İnsanlardan gelen sıkıntılara katlanmak, Allah Teâlâ'nın beğendiği, Resûlullah'ın sevdiği ve büyük evliyanın özendiği bir ahlâktır."
Büyüklerden Reslân ed-Dımaşkî (k.s) şöyle demiştir:
"Ahlâkın en güzeli, gücü yettiği halde affetmek ve kendi ihtiyacı olan şeyi cömertçe vermektir."25
Adî b. Müsâfir de (k.s) iyi ahlâkı anlatırken diyor ki:
"İyi ahlâk, (günah olmadığı müddetçe) herkese sevdiği şeye göre muamele etmektir. Konuşurken, otururken hiç kimseye yabancılık çektirmemektir. Marifet ehli ile otururken,
huzur içinde bulunmaktır. Gaye bu zatlardan istifade ise bundan başka yolu yoktur."26
Salih b. Beşir el-Mürrî (k.s) der ki: "Allah Teâlâ'nın sana istediğin şekilde lütuf ve ihsanda bulunmasını istiyorsan, O'nun kullarına O'nun istediği gibi davranman lâzımdır."
Sehl b. Abdullah et-Tüsterî (k.s), güzel ahlâkı anlatırken şöyle demiştir: "Güzel ahlâkın en aşağı derecesi, insanların yükünü çekmek, sıkıntılarına katlanmak, bundan dolayı bir karşılık beklememek, bir de günahkârlara acıyıp affedilmelerini dilemektir."27
Fudayl b. İyâz'ın tanımı ise şöyledir:
"Güzel ahlâk, rızkı Allah Teâlâ'nın vereceğinden endişe etmemek, Allah Teâlâ'ya itaat etmek, O'na isyan etmemek ve insanlarla muamelede günah olan işlerden sakınmaktır."
Abdurrahman et-Tâhî'nin halifelerinden Muhammed Sami Erzincanî (k.s) şöyle derdi:
"Kimsenin kalbini kırmayınız. Herkese hürmetle muamele ediniz; zira karşınızdaki bir velî olabilir. Böylece onların nazarına, himmetine kavuşursunuz. 'Evliyanın nazarı ve bakışı kimyadır'28 denilmiştir. Şayet insanları incitmeyi huy ve tabiat edinirseniz bir gün bilmeden Allah Teâlâ'nın sevdiklerinden birinin kalbini kırar, üzersiniz de sonra pişman olursunuz. Nitekim hadis-i kudsîde, 'Ben kalpleri kırık olanların yanındayım'29 buyruldu. Bunun için, 'Her gördüğünü Hızır bil!' demişlerdir."
Ebû Medyen Mağribî (k.s) şöyle diyor: "İnsanlara karşı güzel ahlâk, onlarla iyi geçinmektir. Âlimlere karşı güzel ahlâk, onlara ihtiyacı olduğunu bilmek ve kendilerini edebe uygun olarak dinlemekle olur. Marifet ehline karşı güzel ahlâk, huzurlarında sükûnet üzere bulunmak, onlardan gelecek feyzi ümitli ve sabırlı olarak beklemekle olur. Yüksek evliyaya karşı güzel ahlâk ise, kalp kırıklığı ve tevazu halinde bulunmakla olur."

16 Tirmizî, Birr, 62 (nr. 2005).
17 Gazâlî, İhya, 3/1646.
18 Şa'rânî, Tenbfhü'l-Muğterrîn, s. 337.
19 Sülemî, Tabakatü's-Sûfiyye, s. 59.
20 Sülemî, Tabakatü's-Sûfiyye, s. 53.
21 Kuşeyrî, Risale, s. 243; Gazâlî, İhya, 2/1440.
22 Kuşeyrî, Risale, s. 242; İbnü'l-Mülakkın, Tabakatü'l-Evliyâ, s. 145; Sühreverdî,
Avârifü'l-Maârif, s. 235; Gazâlî, ihya, 2/1439; Kimyâ-yı Saadet, s. 385.

23 Gazâlî, ihya, 2/1440.
24 Gazâlî, İhya, 2/1440.
25 Şa'rânî, Tabakatü'l-Kübrâ, 1/154.
26 Şa'rânî, Tabakatü'l-Kübrâ, 1/137.

27 Gazâlî, İhya, 2/1440, 1473.
28 Cisimleri diğer cisimlere dönüşmesini sağlayan ilim. Kötü huylardan uzaklaştırmak ve güzel huylara alıştırmak suretiyle nefsi düzeltmek.
29 Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, nr. 614.

Hiç yorum yok: